Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

22 Kasım 2011 Salı

"Son Melodi" Bölüm 23

-23-

Özgür bütün yorgunluğu ve mutsuzluğunu bir kenara bırakarak tüm dikkatini mümkün olduğunca yola vermeye çabalıyordu. Görmezden gelmesi gereken bir diğer şey de yolcu koltuğunda oturan Aslı’ydı. Gecenin geç bir saati olduğundan yollarda tek tük araba vardı. Özgür sol şeritten hızla ilerliyordu.
“Bu durumda araba kullanmaman gerektiğini farkındasın değil mi?”
            Bir süre Aslı’nın varlığını yok saymaya devam etmeyi denedi ancak bu gücün kendisinde olmadığını anlayınca çareyi bıkkın bir şekilde ona bakıp cevap vermekte buldu.
            “Ne kadar çok soru soruyorsun! Ağzını hemen her açtığında bir soru cümlesi yumurtluyorsun.”
“Benim görevim bu. Sorgulama yapan polisler gibiyim.”
“Ya da Kenan Işık gibi. Tek farkınız gitmeni istemem konusunda hem emin hem de son kararını vermiş biri olmama rağmen senin bunu kabullenmemen. O, göz göre göre yanlış cevap verenlerin kararlarına bile karşı gelmezdi.”
“Çünkü ortaya çıkacak sonuç onun için önemli değildi. Ama benim için önemli.”
Aslı bir süre durakladı.
“Benim yüzümden kavga etmenize gerçekten üzüldüm.”
“Eminim öyledir.”
            Özgür konuşmak istemediği mesajını verir diye radyoyu açtı ve sesi epeyce yükseltti. Ancak Aslı’nın müzikle bastırılmaya hiç niyeti yoktu.
“Peki, öyle olsun. Soruları bir kenara bırakıyorum. Durumun hakkında gerçekten ne düşündüğümü öğrenmek ister misin?”
            Özgür gözünü yoldan hiç ayırmadı. Artık Aslı’yla öylesine konuşuyormuş gibi yapıyordu. Sırf orada, yanında olduğu için onunla iletişime geçiyormuş da aslında hiç ihtiyacı yokmuş gibi.
“Bu da bir soru oldu ama, neyse… Söyle bakalım, düşüncelerin neymiş?”
            Aslı konuşmaya başlamadan önce derin bir nefes alma ihtiyacı hissetti.
“Bence Ece’den boşanmalısın. Kendini bu sıkıntıdan kurtarmalısın. Her zaman yanında bir insanın olması sana göre bir şey değil ki. Evlilik sana göre değil.”
“Buna sen mi karar veriyorsun? Beni yalnız bırakmamak konusunda keçi inadına sahip biri.”
“Evet, ben söylüyorum! Ece sana iyi gelmiyor. Başına gelen her şey onun yüzünden. Böyle yaşadığın her gün kendini biraz daha tüketiyorsun. Kusura bakma ama senin gibi zayıf biri böyle bir yaşama nasıl katlanıyor anlamıyorum. Ben olsam çoktan tımarhaneyi boylamıştım.”
“Sayende benim sonum da orası olacak zaten.”
            Aslı çok sinirlenmişti. Konuşmaya başlamadan önce biraz yatışmak için gözünü dışarı, akıp giden yola dikti. Ancak sakinleşmenin o kadar kolay olmadığı belli olunca söylemek istediklerini içinde tutmanın bir anlamı olmadığına karar verdi.
“Ya, sürekli beni suçlamaktan vazgeç artık. Böyle bir yere varamayız.”
“Ece’yle senin yüzünden kavga etmedim mi?”
“Evet, kavga sebebiniz ben olabilirim. Ama inan ben olmasam başka bir şey bulurdunuz kavga etmek için. Aradaki gerilimin farkında değilsin herhalde.”
            Özgür hiçbir cevap vermedi. Arada bir ister istemez Aslı’ya kayan gözlerini yolda tutmaya çalışıyordu.
“Seninle artık bu konuda konuşmak istemiyorum. Eve gittiğimde Ece’nin hala dönmemiş olabileceği ihtimali beni çok korkutuyor. Bu da onunla evli kalmam için yeterli bir sebep bence. Bu hayatta ihtiyacım olan kişinin o olduğunu hissediyorum. O yanımda oldukça sizin yokluğunuz telafi edilecek.”
“Ama biz yok olmak zorunda değiliz ki. Biz de istediğin her an yanında olabiliriz.”
“Olmaz! Yanımdakilerin kanlı canlı olması gibi akıl almaz bir isteğim var, inanır mısın?”
“Öyle olsun. Ben sana yetmiyorum yani. Sen kendi kendine yetmiyorsun.”
            Aslı yaşlı gözleriyle camdan dışarıya baktı.
            “Sonra görüşürüz.”
            Özgür son hızla ilerlerken Aslı yolcu kapsını açtı ve kendini arabadan dışarı bıraktı. Yola çarptı, yuvarlandı ve durdu. Hareketsizce, öylece durdu yolun ortasında. Ne gelip geçen arabalar onu umursuyordu, ne de o gelip geçen arabaları.
Özgür’ün yüzü tamamen ifadesizdi. Ta ki anlık bir gülümseme gelip yerleşene kadar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder