-24-
Özgür evin kapısını zorlukla açtı. İçeri girince salonda, karanlıkta oturan Ece’yi gördü. Hiçbir şey söylemeden koltuğa, Ece’nin yanına oturdu. Bir süre sonra Ece ağlamaklı bir şekilde konuşmaya başladı. Başı öne eğikti.
“Zoru görünce kaçacak değilim. Sona en azından bu kadarını borçluyum. Ama bu böyle olmaz.”
Sonra sesindeki çaresizlik yakarışa dönüştü.
“Özgür, doktora gitmelisin. Evliliğimizin yürümesini istiyorsan… Doktora gideceksin.”
Özgür başıyla itiraz etmeye yeltendiyse de Ece’nin gözlerindeki kararlılığı görünce bundan vazgeçti. Başını öne eğdi ve elleriyle oynamaya başladı.
“Bunu yapabilirim… Senin için.”
Ece bu cevabı duymayı hiç beklemediğinden epey şaşırdı.
“Öyle mi?”
Sesindeki şaşkın tonun Özgür’ün kararını yeniden gözden geçirmesine yol açmasın diye hemen kendini toparladı.
“Yani… Harika. Benim çalıştığım klinikte Berk diye bir doktor var. Harika biridir. İşinde de çok başarılıdır. İyi anlaşacağınızdan eminim. Sen de biliyorsun ki tedavinin başarılı olmasında bu önemli bir etken. Yarın sana randevu alırım. Bir an önce seanslara başlasınız.”
Özgür hala elleriyle oynuyordu. Konuşmuyordu. Ece Özgür’ün sessizliğini, hareketsizliğini bozmak istedi ve ona sarıldı. Özgür yine kıpırdamayınca kendini geri çekmek zorunda kaldı. Şimdi koltukta yan yana oturmuş, huzursuz bir şekilde elleriyle oynayan iki insan vardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder